İçeriğe geç

Irakta ne kadar Türk var ?

Giriş: Bir Ekonomistin Düşüncesi

Yolumuz belli değil, veriler sınırlı: bu yüzden bir ekonomist olarak baştan belirtmek gerekir ki, Irak Türkmenleri ya da “Irak’ta Türkler” olarak anılan topluluğun tam sayısını kesin olarak bilmek oldukça güç. Resmî nüfus sayımlarının etnik grup bazında güvenilir veriler sunmaması, bölgedeki politik ve güvenlik dinamiklerinin kronik değişkenliği ve etnik kimlik beyanlarının siyasal baskılara maruz kalması, bizi tahminlerle ve dolaylı göstergelerle çalışmaya yönlendiriyor. Bu belirsizlik çerçevesinde ekonomi açısından sorulması gereken soru şu: “Irak’ta ne kadar Türk yaşıyor” değil yalnızca “bu belirsizlik ortamı ekonomi açısından ne anlama geliyor?” olmalı. Çünkü sayı belirsiz olsa da varlığın ekonomi üzerindeki etkisi – ve geleceğe dair kararların sonuçları – göz önüne alınabilir.

Irak’ta Türklerin Sayısal Durumu ve Ekonomik Önemi

Etnik grup olarak Irak Türkmenleri’nin nüfusu ve oranı konusunda kaynaklar farklılık gösteriyor. Örneğin, bir 2013 kaynaklı değerlendirmeye göre Irak Türkleri yaklaşık 3 milyon kişiyi bulurken toplam nüfusla karşılaştırıldığında %9–13 aralığında bir oran ortaya çıkıyor. [1] Ancak bu tür rakamların güvenilirliği sınırlı. Bir başka kaynakta “Irak’ta Türklerin sayısına ilişkin ses çıkaran kaynakların sayısı oldukça az” ifadesi yer alıyor. [2] Dolayısıyla, ekonomi perspektifinden hareketle “ortalama değer” düşünülebilir ama vakıanın, karar verme süreçlerinin ve toplumsal refahın analizinde tek başına yeterli olmayacağı bilinmelidir.

Bu topluluk ekseninde baktığımızda ekonomi açısından üç önemli nokta gündeme geliyor: piyasa dinamikleri, bireysel ekonomik kararlar ve toplumsal refahın etnik grup bazında nasıl şekillendiği.

Piyasa Dinamikleri: Irak’ta Türklerin Rolü

Irak’ın kuzeyinde ve orta bölgelerinde yaşayan Türkçe konuşan topluluklar, özellikle ticaret, ara malı üretim ve ulaştırma gibi alanlarda yer alıyor. Örneğin, Kerkük gibi petrol ve enerji açısından kritik şehirlerde Türkçe konuşan toplulukların geçmişte bürokrasi ve ticaret açısından etkin olduğu belirtiliyor. [3] Bu durum, yerel piyasa ağlarının şekillenmesinde “etnik bağlar” ve “dil avantajı” gibi etkenlerin önemini gösteriyor.

Ek olarak, Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) ve Türkiye arasında gerçekleşen yoğun ekonomik ilişkiler, Türk kökenli toplulukların yaşadığı bölgelerde altyapı ve yatırım açısından fırsatlar yaratıyor. Örneğin, haber kaynaklarına göre Türk şirketlerinin bölgedeki yabancı şirketler arasında oldukça fazla olduğu belirtiliyor. [4] Bu da “etnik topluluk – diaspora avantajı” çerçevesinde, Irak’ta Türklerin yaşadığı bölgelerde piyasa dinamizmini artırabileceğini düşündürüyor.

Ancak bu avantajın bir karşıt yönü de var: piyasada fırsatların eşit dağılmaması, yatırımcıların güvenlik veya etnik çatışma riskiyle karşılaşması gibi faktörler nedeniyle “ekstra risk primi”yle hareket etmesi gerekebilir. Bu da yerel Türkçe konuşan toplulukların ekonomik fırsatlarını sınırlayabilir.

Bireysel Kararlar: Eğitim, Göç ve İşgücü

Ekonomi açısından önemli bir diğer katman bireysel kararlar. Türkçe konuşan topluluk üyelerinin eğitim düzeyi, göç eğilimleri ve işgücüne katılım oranları, hem kendi refahlarını hem de yaşadıkları bölgenin ekonomik performansını etkiliyor. Bazı araştırmalar, Irak Türkmenlerinin tarihsel olarak kentleşmiş alanlarda ticaret ve büro kariyerlerinde yer aldığını, ancak güvenlik ve kimlik baskıları nedeniyle ekonomik tercihlerinde sınırlamalarla karşılaştıklarını gösteriyor. [1]

Göç kararı da kritik. “Irak’ta Türkler” açısından ekonomik belirsizlikler, güvenlik riski ve altyapı eksikleri bireylere başka bölgelere taşınma ya da Türkiye’ye göç etme seçeneğini gündeme getiriyor. Bu karar ise “yerel beyin ve işgücü sermayesinin” azalmasına yol açabilir; bu da yaşanılan bölgenin ekonomik büyüme potansiyelini düşürebilir. Bu tür bireysel kararlar toplumsal refah açısından zincirleme etkilere sahiptir.

Toplumsal Refah ve Etikonomi İlişkisi

Toplumsal refah, sadece ortalama gelir düzeyinden ziyade ekonomik fırsatlara eşit erişim, etnik toplulukların yerel pazarlarda varlığı, altyapıya erişimi ve kamusal hizmetlerden faydalanımıyla bağlantılıdır. Irak’ta Türkçe konuşan toplulukların yerleşik olduğu bölgeler, siyasi ve güvenlik değişkenleri nedeniyle bazen kamu yatırımlarından daha az pay almış olabilir. Örneğin, kimlik ve etnisite temelli politikaların yatırım ortamı üzerinde baskı oluşturduğu belirtiliyor. [5]

Bu durumda, etnik topluluğa mensup bireylerin ekonomik refahı “çoğulcu yatırım ortamı” ve “yerel piyasalara erişim” gibi faktörlerden etkileniyor. Irak’ta Türklerin yaşadığı bölgelerde toplumsal refah düzeyinin artması için, yerel altyapının güçlendirilmesi, dil ve etnik köken bazlı ayrımcılığın azaltılması ve yatırımcı güveninin artırılması gerekiyor. Bu da politika üreticiler için bir çağrı niteliğinde: doğru ekonomik entegre stratejiler geliştirilmezse, etnik toplulukların potansiyeli yeterince değerlendirilemeyebilir.

Geleceğe Dair Senaryolar

Nihayetinde “Irak’ta ne kadar Türk var?” sorusu tek başına bir ekonomik analiz için yeterli değil; asıl önemli olan bu topluluğun ekonomik yapıya dahil olma biçimi, karar alma süreçleri ve piyasa ile toplumsal refah arasındaki etkileşimi. Aşağıda üç olası senaryo sunuyorum:

1. İyimser senaryo: Irak merkezi hükümeti ve yerel yönetimler yatırım ortamını iyileştirir, etnik toplulukların piyasa erişimindeki engelleri azaltılır. Irak Türkleri yoğun yaşadıkları bölgelerde eğitim, altyapı ve girişimcilik destekleriyle güçlü bir rol oynar. Bu durum, bölgesel büyümeyi ve toplumsal refahı artırır.

2. Orta senaryo: Durum mevcut düzeyde kalır. Türkçe konuşan topluluklar yerel ticaret ve işgücünde varlık gösterir ancak yüksek büyüme yakalanamaz. Güvenlik, piyasa erişimi ve altyapı eksikleri büyümenin önünde engel olarak kalır.

3. Kötümser senaryo: Etnik gerilimlerin artması, güvenlik risklerinin yükselmesi ve yatırım koşullarının bozulması nedeniyle Irak Türkleri yaşadıkları bölgelerden göç eder, yerel piyasa dinamizmi azalır. Bu durumda toplumsal refah düşer, bölgesel eşitsizlikler derinleşir.

Sonuç

Irak’ta Türkçe konuşan toplulukların sayısal belirsizliği bir handikap olsa da, ekonomi açısından sundukları potansiyel ve karşılaştıkları riskler açık. Piyasa dinamikleri, bireysel kararlar ve toplumsal refah üçgeninde, bu topluluğun Irak ekonomisi içindeki rolü daha dikkatle ele alınmalı. Yatırımcılar, politika yapıcılar ve topluluk liderleri, “nerede ne kadar Türk yaşıyor” sorusunu bir başlangıç noktası olarak kabul edip “bu sayının ekonomiyle nasıl dönüştüğünü” sorgulamalı. Gelecek 5–10 yılda Irak’ın siyasi, güvenlik ve ekonomik dengeleri nasıl şekillenecekse, bu topluluğun refah düzeyi ve ekonomik katkısı da o koşullardan etkilenecek.

Sources:

[1]: “Iraqi Turkmen”

[2]: “Bask – dkp.blob.core.windows.net”

[3]: “Kirkuk”

[4]: “The political dynamics behind economic relations between Turkey and the …”

[5]: “The Turkmens in Iraq: Fragmentation dynamics, ethnic contact lines and …”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
elexbet