İçeriğe geç

Göle ne zaman ilçe oldu ?

Göle Ne Zaman İlçe Oldu? Bir Sosyolojik Zaman Yolculuğu

Bir araştırmacı olarak toplumsal yapıları incelerken, mekânın insan yaşamındaki rolünü göz ardı edemem. Her kasaba, her köy, yalnızca coğrafi bir yer değil; aynı zamanda toplumsal ilişkilerin, kültürel alışkanlıkların ve kimliklerin sahnelendiği bir alandır. Ardahan’ın güneyinde yer alan Göle de bu bağlamda dikkat çekici bir örnektir. “Göle ne zaman ilçe oldu?” sorusu, yalnızca bir idari tarih sorusu değil; aynı zamanda bir toplumun dönüşüm hikâyesinin de başlangıç noktasıdır.

Göle’nin İlçe Oluş Süreci: Bir Dönüm Noktası

Göle, tarih boyunca farklı kültürlerin kesiştiği, tarım ve hayvancılıkla geçinen bir bölge olmuştur. 1926 yılında Ardahan ilinin Kars’a bağlanmasıyla birlikte Göle de bu idari yapının bir parçası haline gelmişti. Ancak 1950’lerde artan nüfus, ekonomik potansiyel ve sosyal hareketlilik sonucunda Göle, 1958 yılında resmen ilçe statüsü kazanmıştır. Bu gelişme, yalnızca bir yönetim kararı değil, toplumsal yapının da yeniden örgütlenmesi anlamına geliyordu.

1958, Göle halkı için modernleşme sürecinin sembol yılı oldu. Artık bir kasabadan ilçeye dönüşen bu coğrafya, yeni idari kurumların kurulmasıyla birlikte kamusal alanın yeniden şekillendiği bir laboratuvara dönüştü. Devlet dairelerinin açılması, öğretmenlerin ve memurların gelişi, toplumun iç dinamiklerini derinden etkiledi. Bu süreçte toplumsal roller ve normlar da değişmeye başladı.

Toplumsal Normlar ve Göle’nin Yeni Düzeni

Bir yerin “ilçe” olması, sadece harita üzerinde bir değişiklik değildir. Bu dönüşüm, toplumun kendi içindeki hiyerarşileri, ilişkileri ve değer sistemini de etkiler. Göle’de bu dönüşüm, özellikle kamusal alanın genişlemesiyle görünür hale geldi. Artık köy meydanları, kahvehaneler, okullar ve resmi kurumlar yeni bir toplumsal düzenin parçasıydı.

1950’lerin sonundan itibaren Göle’nin erkekleri, devlette iş bulmak, belediyede görev almak ya da ticarete yönelmek gibi “yapısal işlevler” üstlenmeye başladılar. Bu, erkeklerin toplumsal statüsünü güçlendirdi; ancak aynı zamanda onların kimliklerini üretkenlik, otorite ve kamusal görünürlük üzerine kurmalarına neden oldu. Erkek kimliği, bir anlamda ilçe olmanın “devletle teması” üzerinden yeniden tanımlandı.

Kadınların İlişkisel Bağları: Toplumun Sessiz Damarı

Göle’nin kadınları için ilçe olmak farklı bir anlam taşıyordu. Erkekler yapısal sistemin içinde yer alırken, kadınlar toplumsal bağları koruyan, ilişkisel dokuyu sürdüren figürler haline geldi. Ev içi dayanışma, komşuluk ilişkileri, imece kültürü gibi pratikler kadınların sosyal gücünü belirliyordu. Bu dönemde kadınlar, kamusal alanda görünür olmasalar da toplumun duygusal ve sosyal bütünlüğünü sağlıyordu.

Birçok göleli kadının anlatısında, ilçe olduktan sonra “şehirli olma” fikri kadınlar arasında yeni tartışmalar doğurmuştur. Kadınlar, yeni kurulan okullara çocuklarını gönderirken, aynı zamanda geleneksel değerleri koruma sorumluluğunu da taşımışlardır. Bu çelişki, Göle’nin toplumsal değişiminde kadınların sessiz modernleşmesi olarak tanımlanabilir.

Toplumsal Cinsiyetin Dönüşen Dengesi

Göle’nin ilçe olma süreci, toplumsal cinsiyet rollerinde belirgin bir yeniden yapılanma getirmiştir. Erkeklerin kamusal yaşamda daha fazla yer alması, kadınların ise özel alanlardaki dayanışma biçimlerini güçlendirmesi, toplumsal dengeyi iki ayrı eksende korumuştur. Erkekler “dışarıyı” temsil ederken, kadınlar “içeriyi” koruyan semboller haline gelmiştir.

Bu ikilik, toplumsal düzenin çatışmasız işlemesini sağlarken, aynı zamanda kültürel bir dayanıklılık da yaratmıştır. Çünkü Göle’de kadınlar, görünür olmayan ama hayati bir ilişkisel ekonomi yürütmüşlerdir. Örneğin, düğün hazırlıkları, hasta ziyaretleri, misafir ağırlama gibi eylemler, sadece geleneksel görevler değil; kadınlar arası sosyal sermayenin üretim alanlarıdır. Bu durum, Göle toplumunun dayanıklılığını ve sürekliliğini garanti eden en önemli faktörlerden biridir.

Göle’de Modernleşme ve Sosyal Dönüşüm

İlçe olduktan sonra Göle’de eğitim, sağlık ve ulaşım alanlarında ciddi gelişmeler yaşanmıştır. Ancak bu değişim sadece altyapısal değil, aynı zamanda kültüreldir. Modernleşme, Göle’de toplumsal statülerin yeniden tanımlandığı bir süreç yaratmıştır. Artık “şehirli olma” fikri, bir prestij göstergesi haline gelmiş; kıyafetlerden dil kullanımına kadar birçok sembolik unsur bu dönüşümün parçası olmuştur.

Sosyolojik olarak bu süreç, bir “kimlik geçişi”dir. Göle halkı artık sadece köylü değil, ilçeli olmanın sorumluluğunu da taşımaktadır. Bu yeni kimlik, bireylerin devlete, topluma ve birbirine bakışını değiştirmiştir. Özellikle genç kuşaklar için eğitim, bir kurtuluş aracı haline gelmiş; kadınlar içinse kamusal yaşamın yavaş yavaş kapılarını aralamıştır.

Sonuç: Göle’nin Hikâyesi, Toplumun Hikâyesidir

“Göle ne zaman ilçe oldu?” sorusu, aslında “Göle nasıl değişti?” sorusuyla aynı cevabı taşır. 1958’den itibaren Göle, sadece coğrafi sınırlarını değil, toplumsal sınırlarını da yeniden çizmiştir. Bu değişim, erkeklerin yapısal roller üzerinden kamusal kimlik kazandığı, kadınların ise ilişkisel bağlar üzerinden kültürel sürekliliği sağladığı bir döneme işaret eder.

Göle’nin hikâyesi, yerel bir toplumun modernleşme karşısında gösterdiği uyumun, direncin ve dönüşümün hikâyesidir. Bu nedenle bu yazı, yalnızca Göle’nin geçmişini değil, aynı zamanda Anadolu’nun sosyolojik hafızasında yer alan ortak bir toplumsal deneyimi de anlatır.

#GöleTarihi #Sosyoloji #ToplumsalCinsiyet #KültürelDeğişim #AnadoluToplumları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
cialisinstagram takipçi satın alelexbetprop money